12 Temmuz 2018 Perşembe



SIRLAR

Öldüğümde sırlarımla ansınlar beni
sessizliğim gelsin sevdiklerimin aklına ve İsa misali bırakışım ruhumu denize.
Merak etsinler dalgaların bana fısıldadıklarını
(Odysseus’un köpüğün yuttuğu kum tanesine gizlediği sevgisi
Poseidon’un hırçınlığı
Siren’lerin baştan çıkarıcı müziği)

Aşkın suretine aşık
bir Doğu mistiğiydim ben.
Kelimelerimdeki sevgiyi bulmaya çalışsınlar ve
ay ışığında suya bıraktığım sözcüklerimi…

Sevmediklerimin aklında kalan onları
ne kadar güldürdüğüm olsun ve
merak etmesinler kahkalarımın ardını
(Ağlayan ikizini bilmeyen tiyatro maskı
Yüzyıllar öncesinin neşeli yüzü…)

Otopsi raporuna kalbi gözyaşı gibiydi yazılsın
ve beyni yağmur damlası
(Hayallerini bulmaya çalışırken
Nuh’un tufanı başladı birden ve
Yarıda bıraktık mecburen…)

Biri çıksın desin ki
-deli demelerini göze alarak-
gölgesini artık taşıyamamasıydı ölüm nedeni
(Ağır gelmeye başlamıştı artık
Nüshasını peşinde sürüklemek)
ve yağmuru sevmesiydi

(reddediyorum delinin söylediklerini
onu en iyi tanıyan bendim.
kolay mı zannediyorsunuz yerlerde sürüklenmek
-altmış yıl, dile kolay altmış yıl-
yaşamadığı duyguları taşımak
öfkeyi, aşkı, hüznü
yüklenmek?)

Toplansınlar Olympos’taki tanrılar
alsın Zeus yanına, Hera’yı, Afrodit’i ve
gelmek isteyen herkesi
Kocaman bir ateş çevresinde içerken Dionysos’un şarabını
Apollo’un liri tınısında  nymph’ler dans ederken
versinler kararlarını

Duygular hanesi, kocaman bir sıfır desinler,
Hayaller hanesi, boş…
Yaptıkları, yapmadıkları
Söyledikleri, söylemedikleri
Yaşadıkları yaşamadıkları
(Fazlasına gerek yok, konuşmaya bile değmez
eminiz uydurur her söylediğimize bir gerekçe
insanoğlu değil mi, lafı bol, içi boş)

Zeus açıklasın kararı
(Elinin tersiyle boş ver dercesine,
Akarken ağzının kenarından yediklerinin yağı)
Ölmeli…
(Tanrılar korosu yineledi buyruğu
Ölmeli, ölmeli, ölmeli…)

Suçu, kozada başladığı yaşamında kelebek olacakken
bir günlük ömrü olan
Martı olmak istemek, özgürlüğe uçan.
Suçu, gülmek; yağmurda ıslandığında
Suçu, sevmek; gereğinden fazla
(Ve bir suçu daha var sayın başkan
unuttunuz söylemeyi
kabahatlerin en affedilmezi
izninizle duyuralım herkese)

Suçu, susmak
gölgesi isyan ederken

Hades apar topar görevine dönerken
Attı avcundaki altı harfi evrene
Verimli bir tohum serpercesine neşeliydi
(Dağlarda yankılandılar harfler
Denizlerde yıkandılar
Kar oldular, yağmur oldular, güneş oldular ve
Sonunda buldular beni
Yatağımda, evimde, odamda, yolda)

Bir gün önce değişik biri derlerken benim için
Bir gün sonra değişik biriydi dediler
Bir gün önce şimdiki zamandaydım
Bir gün sonra geçmiş zamanda

Yazar ölmez diyorlar
Yalanın dik alası.
Ölüm fanilerin işi
Zaten yaşamıyordur ki yazar
Yazar yaşamadığı için yazar